Bir Fotoğraf Hikayesi
10 Yıl Önce Lise 2'nin son günleriydi. Torosların güney yamacına bakan bu küçük ve şirin ilçeye bahar gelmişti. Her yerde çiçekler açmış, erikler, kirazlar adeta bir gelinlik giymişçesine bu küçük, köyden şehre bir türlü geçmeyi başaramayan bu ilçeyi süslemişti. Karacaoğlan'ın 'Çukurova Bayramlığını Giyerken' şiirinin vücut bulmuş haliydi bu şirin ilçe. Toroslar'ı Çukurova'ya bağlayan bir geçit konumundaydı. Bahar geldiğinde nasıl ki doğa yeniden canlanır, kuşlar şarkılar söylemeye başlar ve börtü böcek heyacanla ötmeye başlarsa benim de içim kıpır kıpırdı. İçimde tarif edilemez bir heyacan vardı. Kasımda aşk başkadır diyen halt etmişti, asıl aşk baharda başkaydı. Okulun son günleri olunca dersler biterdi. Sınavlar da biter, öğrencilerin çoğu okula gelmez olurdu. Nasıl olduğunu bilmeden, böyle bir günde aşık oldum Özlem'e. Yıl boyunca ders dışında hiçbir şey konuşmamıştım. Yıl boyunca güzel bir kız olup olmadığının bile farkına varmamıştım. Saçları sarıya ç...